PAYLAŞMAK İSTERMİSİN




Madem bu platform bir paylaşım platformu...
O zaman sende paylaşmak istemezmisin ?
Bu sayfada görmek istediğin yada başkalarıyla paylaşmak istediklerini aşşağıdaki mail adresine gönderirsen en kısa sürede paylaşıma açılacaktır....


azhayat.yasam.gelen@blogger.com

2 Eylül 2008 Salı

OĞUZ ATAY


Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Berna Moran, Oğuz Atay'ın bu ilk romanını ''hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı'' olarak niteler. Moran'a göre ''Oğuz
Atay'ın mizah gücü ve duyarlığı ve kullandığı teknik incelilkler, Tutanamayanlar'ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, eserdeki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır''. Küçük burjuva dünyasını ve değerlerini zekice alaya alan Atay, ''saldırısını tutunanların anlamayacağı, reddedeceği türden bir romanla yapar.''




Oğuz Atay’ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği, anlatım zenginliği ve okuru alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmaz. Kitaba adını veren hikayenin korkuyu beklerken kendini evine hapseden kahramanı, Atay’ın edebiyat güzergahındaki farklılığının en büyük kanıtlarından. Yazarın bu kitaptaki ilk hikayeyle varettiği...








Hikmet Benol, toplumdaki yoğun kargaşanın temelinde yatan gerçekliği araştırırken, gerçeklerle içtenlikle ilgilenmenin toplumu yönetenlerce tehlikeli görüldüğünü seziyor ve “oyun oynuyormuş gibi ilgilenme” yolunu seçiyor. Kişinin kendiyle savaşmasını ve yenmesini, kendini dönüştürmesini önemli bir sorun olarak algılamaya çağıran, çarpıcı ve sarsıcı...





Türkiye'de pek benimsenmemiş bir dalda, biyografik roman türünde Oğuz Atay'ın kendine özgü üslubu ve kurgusuyla, kendi hocası da olan Prof. Mustafa İnan'ı anlatışı. Atay'ın hedefi, bir halk çocuğunun uluslararsı ün sahibi bir bilim adamı oluşunun zorlu macerasını sergilemek. Bunun yanısıra, Oğuz Atay'ın toplumsal eleştiri kalıplarını zorlayışını da izliyoruz. Elinzideki kitapta, Prof. Mustafa İnan'ın hayatından kesitler veren bir defotoğraf albümü yeralıyor.



Sevgili Oğuz,
... Sana kısaca şunu söylemek istiyordum: "Eylembilim"le bize, tamamlayamamış da olsan, anlattığın olaylar ve çizdiğin kişilerle, gene de kendi içinde belli bir bütünlüğü olan unutulmaz bir başyapıt bıraktın. Sahte sağduyuya, yapay aydınlara, basmakalıp kavramlara, kof duyguluklara "Eylembilim"in intikam kılıcını korkusuzca çeken Server Gözbudak aracılığıyla, çok dolaylı bir biçimde ve kendine özgü inceliğinle çekilen acıları da eski ustalar gibi yerli yerine yerleştirmeyi başardın. Binlerce teşekkür. Gözlerinden öperim."
- Cevat Çapan-

Hiç yorum yok: